Sputniknews’de yer alan habere göre Türkiye’de son 60 yılda Marmara Denizi’nin yüz ölçümünden daha büyük, neredeyse üç Van Gölü büyüklüğünde 70’e yakın doğal göl kurudu.
Türkiye’de yaklaşık 50 yıldır göller üzerine yaptığı akademik çalışmalarla tanınan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, Türkiye’deki göllerin son durumuyla ilgili yeni bir rapor hazırladı. Dr. Kesici, Türkiye’de kuruyan ve kuruma sürecine giren göllerin büyük bölümünün, tatlı su özelliğindeki en büyük doğal tatlı su gölleri Akşehir, Beyşehir ve Eğirdir gölleri olduğuna dikkat çekti.
Göllerin en çok kuruduğu bölgelerden biri olan İç Anadolu’dan örnek veren Kesici, “Kapalı-kurak bir havza olmasına rağmen, bu bölgemizde kuru tarım ürünlerinin yetiştirilmemesi, yöredeki göllerin kurumasına, yer altı sularının çekilmesiyle de bölgede tehlike yaratan obrukların oluşmasına neden oldu. Ayrıca doğal göllerimizin her türlü atık alanı olarak kullanılması (fiziki-kimyasal-biyolojik kirlilik) doğal döngüsüne engel olunması ve göllerimizi besleyen yağış suları ve dere-çayların doğal akışının kesilmesi, nedenlerden bazıları” dedi.
Son 50 yıl içerisinde göllerin hidrolojik bakımdan adeta iflas ettiğini vurgulayan Kesici, Türkiye’de irili ufaklı 200’e yakın sulak alan bulunduğunu, bunların neredeyse tamamının koruma altına alınması gerektiğini söyledi. Sadece Göller Yöresi’nde, Burdur sınırlarında 60 yıl önce 20’ye yakın doğal gölden bahsedilirken bugün bu sayının 5’e düştüğünü belirten Kesici, “Kalan göller de yine kuraklığın yanı sıra, insanların farklı müdahaleleriyle karşı karşıya” dedi.
Dr. Erol Kesici, Türkiye’de son 60 yılda kuruyan, kuruma ve kirlilik tehdidi altındaki gölleri şöyle sıraladı:
Akşehir Gölü (Konya): Türkiye’nin 5. büyük tatlı su gölü iken 2008 yılında tamamen kurudu ve coğrafyadan silindi.
Amik Gölü (Hatay): Zirai verimliliği çok yüksek kalın alüvyonal toprak tabakası elde edilmesi ve çiftçilere dağıtmak için 1974 yılında kurutuldu.
Antalya Yöresi Bütün Göllerini Kaybetti
Antalya yöresinde 15’e yakın doğal göl olmasına rağmen, yıllar içerisinde benzer nedenlerle kuruyan gölleriyle yöre, adeta bütün göllerini kaybetti. Karagöl ve Avlan Gölü, Girdev, Kurugöl, Keklicek, Manay, Tecer, Mamak ve Genceli gölleri tamamen kurudu. Türkiye’nin stratejik öneme sahip ikinci büyük doğal tatlı su gölü olan Eğirdir ve Kovada gölleri de kuruma ve çok ciddi kirlilik sorunlarıyla karşı karşıya. Kestel Gölü tamamen kurudu. Burdur, Çorak, Yazır, Karataş, Gölhisar gölleri ve Karamık Sazlığı kuruma tehdidi altında. Salda ve Gölcük gölleri su kayıpları ve çevre baskısı altında.
Marmara’da Göller Kuruma Tehdidiyle Karşı Karşıya
İznik, Sapanca, Uluabat ve Kuş (Manyas) gölleri tarımsal su alımları ve tarım-sanayinin aşırı kirlilik etkisiyle doğal göl özelliklerini kaybetmekte. Yay Gölü tamamen kurudu. Sapanca Gölü, gölü besleyen çok sayıdaki derenin su şişeleme fabrikaları tarafından kullanılması, su kaynaklarının göle ulaşmaması, yapılaşma, sanayinin çok yoğun kirliliği, yapılaşma baskısı nedeniyle de kuruma tehdidiyle karşı karşıya.
Gediz Deltası Kuruma ve Kirlilik Baskısı Altında
Ege Bölgesi’nin en büyük doğal gölü olan Bafa ve Azap, aşırı su kayıpları ve çevresindeki tarım, endüstriyel baskılarının kirlilik etkisiyle canlıların yaşamı için tehlike oluşturan siyanobakteri yoğunluğunun had safhaya ulaşması sonucunda aşırı kirlilikle karşı karşıya. Beyleri, Marmara gölleri yüzde 90 oranında kurudu, canlılık özelliğini kaybetti. Köyceğiz Gölü kirlilik ve su bitkilerinin aşırı çoğalmasının baskısı altında. Acı Göl ve Işıklı Gölü’nün büyük bölümü, tarımsal sulama ve soda, parfüm sanayi kullanımı ve kirlilik nedeniyle tamamen kurudu. Gediz Deltası biyolojik kayıplarının yanı sıra, kuruma ve kirlilik baskısı altında.
Sputniknews