Kriz dönemlerinin parlayan yıldızları!

Ünlü yazar Stefan Zweig, İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar isimli kitabında insanlık tarihi için büyük öneme sahip olan ve tarihin akışını değiştiren olayları incelemiştir. Zweig’in baş yapıt niteliğindeki eserinde irdelediği gibi toplumlar, milletler ve devletler için dönüm noktası niteliğindeki olayların yanı sıra insanlar için de yıldızın parladığı anlar söz konusudur.

Siyasetçilerin ve devlet adamlarının, özellikle kriz dönemlerindeki tutum ve icraatlarıyla yıldızlarının parladığına şahitlik ederiz. Hem bizim tarihimiz hem de dünya tarihi, siyasetçilerin yıldızının parladığı binlerce olayla doludur.

Bugünlerde bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, aynı zamanda devletlerin, devlet adamlarının ve siyasetçilerin de sınandığı önemli bir kriz dönemidir. Kimi ülkeler ve liderler bu krize son derece hazırlıksız yakalanırken Türkiye çok şükür iyi bir sınav veriyor.

Bir yandan emeklilere yapılan maaş zammı, ardından dar gelirli aileler için başlatılan doğrudan gelir desteği ve takiben çalışanlar için kısa çalışma ödeneğinin devre sokulması milyonlarca kişiye adeta can simidi oldu. İşten çıkarmaların üç ay süreyle yasaklanması ve ücretsiz izne çıkarılacak kişilere de doğrudan gelir desteği sunulması, önemli sosyal devlet uygulamaları.

Türkiye, kriz yönetimine çok alışkın olduğu için hızla koordine olarak atılması gereken adımları atıyor. Ayrıca sağlık alt yapısının gücü, Türkiye’yi gelişmiş pek çok Avrupa ülkesinden pozitif olarak ayrıştırdı. Hem sağlık hizmetlerine erişim hem de ücretsiz sağlık hizmeti uygulamalarıyla dünyanın sayılı ülkelerinden biri durumundayız.

Benim dikkatimi çeken bir diğer önemli husus ise bu kriz döneminde öne çıkan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri ve siyasetçiler oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hemen hemen bütün kriz dönemlerinde insanüstü performansıyla öne çıkıyor. Bu noktada biraz daha geriye giderek Ocak ayı sonundaki Elazığ depremini hatırlayalım. İlk günden itibaren sahada yer alarak deprem yardımlarını bizzat yönetti. Vatandaşa, devletin yanlarında olduğunu ilk andan itibaren ve ilk elden hissettirdi. Korona virüs salgınında da emniyet güçlerinin üsteleneceği rol, sokağa çıkma yasaklarının titizlikle uygulanması ve koordinasyon noktasında topluma güven veren bir profil çiziyor. Terörle mücadelede ise Türkiye tarihinin en kararlı ve dirayetli İçişleri Bakanı olarak nitelemek sanıyorum abartı olmaz.

Korona kriziyle birlikte yıldızı parlayan bir diğer isim de şüphesiz Sağlık Bakanı Fahrettin Koca. Bu döneme kadar toplumun pek de yakından tanımadığı Koca, kriz yönetimle dikkatleri üzerine çekti. Sakin ve ağır başlı tutumuyla, bilimsel yaklaşımdan sapmadan, aynı zamanda şeffaflık ilkesine uygun hareket ederek toplumu her gün düzenli bilgilendiriyor. Korona virüsle mücadelede hayati öneme sahip olan sağlık sisteminin sorunsuz yürümesi için ne derece büyük gayret gösterdiğini yakinen biliyorum. Topluma güven aşılaması da bir o kadar önemli. 

Milyonlarca insanın korku ve panikle hareket ettiği dönemlerde toplum psikolojisini yönetmek, aynı zamanda niteliği icabı hantal bir yapıya sahip devlet aygıtını hızlı harekete geçirebilmek kolay işler değildir. Geçmiş yıllarda küçük krizlerde devletin nasıl kilitlendiği hala hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. Dünyada da nice ülke bu yönetim krizini yaşıyor.

Sağlık Bakanı Koca’nın göz dolduran performansı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğru kişileri bulma ve göreve getirme yeteneğini de bir kere daha gösterdi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise özellikle İŞKUR’un kısa çalışma ödeneğinin işverenlere hızla ulaştırılması ve bu noktada sağladığı bilgilendirme ve rehberlikle iyi bir performans sergiledi. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’un gayreti de dikkat çekici. Bakanlık mutfağında, kriz sürecinin sağlıklı yürümesinde önemli görevler üstlenen isimler olduğunu bilinen bir gerçek. Bir süre önce SGK Başkanlığı’ndan Bakan Yardımcılığına atanan Selim Bağlı bu isimlerden biri. Bürokrasiyi yakından tanımanın ve mevzuata hakim olmanın verdiği avantajla, karar alma süreçlerini hızlandırarak kriz yönetimde etkin rol oynuyor.

Ankara’nın CHP’li belediye başkanı Mansur Yavaş’ın da belediye başkanları arasında öne çıkan bir isim olduğunu zikretmek gerekiyor. Siyasi polemiklerden uzak durması ve işine odaklanan tutumuyla dikkat çekiyor. Ankara’da belediye olarak sosyal devlet açısından önemli icraatlara imza atıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu geride bıraktığı, sanıyorum bütün siyasi gözlemcilerin ortak kanaati. 

Başarılı performansların yanında tabi bir de eski Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan örneği var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllardır yakından tanıdığı ve güvendiği bir isim olan Turhan, kriz döneminde takım oyununa ayak uyduramadığı için devre dışı kaldı. Bu örnek, devlet yönetiminde rutin gibi gözüken kimi süreçlerin yönetiminin ne derece önemli olduğunu gösterdi. Merkezdeki küçücük bir gecikme veya ihmal, menzilde büyük sapmalar yol açabiliyor. Bu yüzden işini hakkıyla yapan, gecesini gündüzüne katarak 83 milyonun yükünü omuzlayan isimleri takdir etmesini de bilmeliyiz.

Burada Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin’e de bir parantez açmak gerekir. Soğukkanlılığı, bürokrasi işleyişine olan hakimiyeti ve aynı ayna bir çok süreci yönetebilme kabiliyeti ile krizi sağlıklı bir şekilde yürütüyor. Her ne kadar koronavirüs gündemi ile unutulmuş gibi görünse de Vali Erin bu süreçte Telabyad ve Resulayn’daki çalışmaların aksamadan yürütülmesini de sağlıyor. Rutin devlet işleri, salgın krizi, sınır ötesi faaliyetler, güvenlik hizmetleri koordinasyonu ve daha bir çok konu aynı anda Vali Abdullah Erin’in masasında.

Esasında Türkiye’de siyaset, çoğu zaman ‘ateşten bir gömlektir.’ Siyasetçi ağzıyla kuş tutsa da onu eleştirmeye yeminli yüzbinleri karşısında bulur. ‘Benim partim, senin partin’ yaklaşımıyla yaptığı hiçbir iş hakkıyla takdir edilmez. Bir sanatçı, sporcu ya da işadamının takdir edilmesi gereken davranışlar sergilediğinde göklere çıkarıldığını görürken siyasetçi söz konusu olduğunda herkesin eleştirel bir tutum aldığına şahitlik ediyoruz. Tabiki topluma örnek olan sanatçıyı, sporcuyu takdir edelim. Ama bu takdir hislerimizi hak eden siyasetçi ve bürokrattan da esirgemeyelim.                                                                                    

Cengiz AKSAN                                                                                                                     09.04.2020

YORUM EKLE

banner99